9 Aralık 2010 Perşembe

Yavaş Yavaş Ölmek İstiyorum !

    Karanlıkta el yordamıyla umudumu simgeleyen ışığımı ararken karşımdaydın .. Elinde bi mumla! Seni "o" sandım ... Tam elimi sana uzatırken tek bir nefesle söndürdün umudumu ... 
   Evet yine burdayım .. Yine seninleyim karanlık , yine senin yanındayım ... 
   Tek bir nefesle sönen umutlarım rüyalarıma karıştı . Beynimde firarlarım sana koşuyorum yine karanlık . Açar mısın kollarını yine ? Yine sarar mısın beni sonsuzluğunla ... Alıştım seninle birlikte mutsuz olmaya . Mutluluğu bünyem kabul etmiyor .. Vücut direncimi düşürüyor .. Yavaş yavaş öldürüyor sanki beni mutluluk . 
   Ama artık ölmek istiyorum .. Yavaş yavaş .. Hissetmeden ... Kanımda dolaşan alkol karar rahatlatıcı olsun ölümüm . Dengesizleşeyim . Hatta sabah olunca hatırlamayayım . 
  İçeyim seni kana kana , gel gir kanıma mutluluk . Öldür beni .  

  Şimdi bir sahil kıyısında olmak vardı . Soğuk kumlara uzanmak , denizin sesiyle sonsuz yıldızları izlemek . Her yıldıza bir isim takmak . Hikayeler yazmak , hayaller kurmak .. Neden her kurulan hayalin aslı mutluluktur ? Neden mutsuz hayaller kurmaz insan ? Mazoşist insanlarız çünkü .. Mutlu mutlu hayaller kurup sonunda hayal kırıklığına uğramaktan , göz yaşlarımızla elimizde "hayallerle" kalmayı çok seviyoruz.


  Yıldız olmak istiyorum . Bana bakan insanlar binlerce farklı hayal yazsınlar bana . Binlerce farklı hayalde başrol oynayayım .
  Beynimde firarlarımla kaldım ... Kalbim  korkularımla cesur . Firarlarım ise yakalanmak için .Gelip beni bulmanı ümit ederek beklemek , mutluluk gibi .. Yavaş yavaş öldürüyor insanı . Daha kaç kez küsücem kendime ... Ben kaçarken dikil karşıma ummadık bi zamanda . Aç içimi dök önüme . Şaşırt beni .. Bekliyorum !




 


         http://fizy.com/#s/1ik55s ...

3 yorum:

  1. İki gündür blog okumaya oldukça zaman ayırdım ama senin bu yazın oldukça depresif geldi, benim içimden de bunları yazmak,Şimdi yemek yemenin de, yatıp uyumanın da,herhangi başka bir alışkanlık gibi, kişiyi ölüme yaklaştırdığını, dua etmenin de kişinin içindeki ölüm payını arttırdığını görüyorum. ölçü şaşmıyor insanın içinde. Ölçünün tek bir durağı, tek bir sonu var. Tek yere doğru kayıyor her geçen günle birlikte. O halde,her gün yeniden bir şeyler yapabilmeli, her gün yeniden kurmalı, düzeltmeli dünyasını,her gün yeni bir şey katmalı ki yaşayışına,ölüm payı artacak yerde eksilir gibi olabilsin,dağılsın, parçalansın; yaşayışını kolaylaştıran kendi alışkanlıklarının yanında kendi getirdiğin değişiklik de olsun, bu denge içinde, yaşadığını, sürüklenmediğini anla, anlayacak hale gel..

    YanıtlaSil
  2. Bu sıralar o kadar dengesizim ki .. Kahkahalarla gülerken bi anda ağlayabiliyorum ... Ne bişi yapmak geliyor içimden ne de düşünmek ... Yorumun içinde tşk ederim :)

    YanıtlaSil
  3. böyle yağmurlu bi günde senin yazını okuyunca böyle oldu işte insanda ne çok depresif duygu varmış kardeşim içim şişti resmen ağlasamda rahatlasam diyorum blogunu okudum pek evim takibe aldım buda benimkisi beklerim sadecebenemel.blogspot.com

    YanıtlaSil